İnsanların Yaşamı Hayvanların Yaşamına mı Bağlı ?

ekoloji, hayvan, insan, bitki

Ekolojide karşılıklı bağımlılık nedir, tüm türler yaşamlarını sürdürmek için birbirlerine ihtiyaç mı duyar, hayvanların insan yaşamındaki önemi nedir, hayvanlar olmazsa insanları ne gibi tehlikeler bekliyor? hepsi yazımızda...

Ekolojide Karşılıklı Bağımlılık Nedir?

Ekoloji, farklı biyolojik yaşam biçimlerinin ve onların doğal çevreleri ile arasındaki ilişkinin araştırılmasıdır. Tüm canlılar, hayatta kalmak için hem doğaya hem de birbirlerine bağımlıdır. Tüm türler yiyecek, barınak veya üremelerine yardımcı olmak için diğer türlere güvenebilir.


Hayvan Bitki Bağımlılığı

Bitkiler ve hayvanlar hayatta kalmak ve gelişmek için birbirlerine ihtiyaç duyar. Otçul hayvanlar bitkileri yer. Etçiller besin zincirinin altındaki hayvanları yer. Yok olan canlı organizmaları emen toprak, bitkilerin beslenmesini sağlar. Böylece döngü devam eder. 

Ya da bitkilerle tozlayıcılar arasındaki ilişki düşünülebilinir. Çiçekli bitkilerin yaklaşık dörtte üçü polenleşmelerine yardımcı olmak için hayvanlara güvenir. Bu hizmet karşılığında, arılar ve kelebekler gibi hayvanlar da polen ya da nektar şeklindeki yiyeceklerle ödüllendirilir.

Bitkilere polen taşıyarak ve tohum yayarak bitkilerin üremelerine yardımcı olan hayvanlar bunun yanı sıra tırtıl, tavşan gibi bitki yiyicilerini de avlayarak bitkilerin göreceği zararın önüne geçmiş olur. Son yıllarda yok olma endişeleri artmış olduğundan, arılar hakkındaki vızıltıları duymuş olabilirsiniz. Öyle ki yediğimiz her şeyin üçte birini arılar tozlaştırır. 


Habitat Yaratma

Birçok hayvan, kendi barınağını inşa ederken, diğer türler için de habitatlar yaratmış olur. Deniz samuru ve mercan gibi hayvanların diğer birçok türün yaşaması için çevresel olarak önemli olduğu kabul edilmiştir. Örneğin kunduzlar kendi barajlarını inşa ettiklerinde yavaş hareket eden bir su birikintisi oluşur. Bu, hızlı hareket eden suda yaşayamayan balık türlerinin gelişmesine ve kunduzların balıkları yemesine olanak sağlar. Aynı şekilde, yavaş hareket eden bir su kütlesinin oluşması, besin maddelerinin dibe çökmesini sağlar. Bu besin bakımından zengin su, diğer otçul türlerin gelişmesini ve yeni bitki yaşamının büyümesini destekler.

İnsanların Yaşamı Hayvanların Yaşamına mı Bağlı ?

Şimdi bu döngünün insanlara olan faydalarından bahsedebiliriz. İster inanın ister inanmayın, birçok hayvan aslında sadece doğal rollerini yerine getirerek insanlara yardım eder. 

O halde aşağıdaki 5 eşsiz organizmanın insan yaşamı için nasıl önemli olduklarına bir bakalım...


1- Kuşlar 


Günümüzde 10.000'den fazla kuş türü yaşamaktadır. Dünyanın en zorlu ortamlarının çoğuna adapte olabilen kuşlar her kıtayı dolaşabilir. Kutuplarda yaşayan penguenlerden tutun da çöllerde yaşayan keşiş kuyrukkakanı kuşlarına kadar. Kuşların bu muazzam çeşitliliği sağlıklı bir ekosistemde kilit rol oynamalarına sebep olur. Böcek haşere kontrolü, besinlerin geri dönüşümü, bitkilerin döllenmesi, tohumların dağılması gibi roller. 


  • Kuşlar, çeşitli zararlı türlerin yıkıcı etkilerini azaltır.
Ömrü boyunca bir peçeli baykuş 11.000'den fazla fare yer. Bu da 13 ton mahsul ve on binlerce insan hayatı demektir. Şöyle ki: 1992 ve 2006 yılları arasında Hindistan'da baş gösteren kuduz ve veba salgınlarında binlerce insan öldü. Ekonomik olarak ise 48.000 insanın kuduzdan dolayı ölümü ülkeye 34 milyar dolara, 1994'teki veba salgını ise 2 milyar dolara mal oldu. Üstelik tüm bunların sebebi istenmeyen akbabaların zehirlenmesine bağlanıyor. Akbabalar ölünce sayısı artan sıçan ve yabani köpekler kuduzu ve vebayı yaydı.

Ayrıca bir akbaba son derece asitli bağırsak salgılarına sahip olması sebebiyle birçok bakteriyi de yok eder. Bu leş yiyiciler, çürüyen etlerle etrafa bulaşacak olan bakteriyel sporları, toksinleri ve hatta şarbon gibi ölümcül olabilecek patojen bakterileri engellemiş olur.

  • Tozlaşma ve Tohum Dağılımı

Tozlaşma, bitkilerin tohum üretmelerini sağlayan, erkek ve dişi bitkilerden elde edilen polenleri bir araya getirir. Kuşlar, arılar, kelebekler, diğer böcekler ve hatta yarasalar bile tozlaşmada rol oynar.

Kuşların tozlaştırıcı olarak rolü az olsa da(önemli mahsul ve tıbbi bitkilerin sadece % 3 ile 5'i kadar), tohum dağılımı açısından etkisi muazzamdır. Dişleri olmayan kuşlar yiyeceklerini bütün olarak yutarlar ve beslenme ile gelen dinlenme ile dışkılama arasında geçen uzun zaman zarfında uçarak uzun mesafeler kat ederler. Bütün olarak yuttukları tohumları dışkılayarak bitkilerin yayılmasını sağlarlar. Odunsu ağaç türlerinin çoğu (% 92), 85 ağaç türü, 182 yenilebilir bitki (baharatlar dahil), 153 şifalı bitki, 146 süs türü, artı 84 tür kuşlar tarafından yayılmaktadır.

Birçok kuş türü, yaprak yiyen makineler olan tırtıllara bayılır. Örneğin Doğu çadır tırtılları, ilkbaharda siyah kiraz gibi ağaçlara ipeksi çadır yuvaları inşa ederler. Bu tırtıl kolonileri, bir ağacın tüm yapraklarını soyabilir. Ancak, Carolina bülbül kuşları ve göçmen kara boyunlu yeşil ötleğen kuşları gibi kuşlar, bu tırtıl larvalarını yiyerek ağacın ömrünü uzatır. Söz gelimi iki tırtıldan oluşan tüm koloniyi tek bir sarı gagalı guguk kuşu yiyebilir. 



2- Arılar 
arılar, ekoloji

Arılar etrafımızdaki tüm bitkileri tozlaştırmaktan sorumludurlar, aslında yediğiniz her şeyin üçte birini tozlaştırırlar. Bize iyi bir gıda ürünü sağlamak ve dünya üzerindeki binlerce arıcıya iş sağlamalarının yanı sıra, çevremizdeki en yaygın bitkilerin tozlanmasına da yardımcı olurlar. 



3- Karıncalar 
karıncalar, ekoloji

Toprağı Karıştırma 

Karıncalar ayrışmaya yardım eder ve solucanlardan daha fazla toprak açarlar! Karıncalar tünel kazdıklarında toprağı havalandırır ve besinleri geri dönüştürürler. Bu aktivite, bitki (besin) gelişimi için sağlıklı toprağı muhafaza etmede ekolojik olarak önemlidir. Karıncalar kimyasal gübre kullanımını ve sulama ihtiyacını azaltmaya bile yardımcı olurlar. 

Bir 2011 çalışması, kuru iklimlerde karıncaların ve termitlerin buğday mahsulü verimini yüzde otuz altı artırdığı sonucuna varmıştır .

Bazı ülkelerde, sinekler ve pireler ölümcül parazitler taşıyabilir. Sinek, pire ve larvalar karıncaların besin zincirine dahil olduğu için karıncalar popülasyonu dengede tutarak insanları korumuş olur.



4- Yarasalar 
yarasalar, ekoloji


Her ne kadar Hollywood filmlerinde ürpertici yaratıklar olarak tasvir edilseler de 1.200'den fazla fazla yarasa türünden yalnızca üçü kan emicidir ve yarasalar tehdit altında olmadıkça insanlara zarar vermez. Yarasalar ekosistemimiz için son derece önemlidir. 

Yarasa türlerinin yüzde 70'ini oluşturan böcek öldürücü yarasalar, her yıl milyonlarca haşere  ve böcek tüketirler. Çiftçiler yarasalara minnettardır çünkü her yıl milyarlarca dolar mahsul tasarruf ederler ve kimyasal böcek ilacına ihtiyaçları azalır. Dünyanın birçok yerinde sivrisinekler sıtma ve dang humması gibi ölümcül hastalıkların sebebiyken tek bir kahverengi yarasa bir saat içinde bin sivrisinek yiyebilir !

Yarasalar hızlı bir tohum dağıtıcılarıdır. Avokado, incir, kaju fıstığı ve hurma gibi bitkilerin etkili tohum dağılımları ve ormanları restore etmelerindeki yardımları nedeniyle  yarasalara "tropik çiftçiler" denir.



5- Kurbağalar 
kurbağalar, ekoloji


Kurbağalar yaşam döngüleri boyunca birçok aşamadan geçer. Her döngüde, kurbağalar hem yırtıcı hem de av olarak gıda zincirinde çok önemli bir rol oynar. Spesifik olarak, kurbağa yavruları,  karides yusufçuk perileri ve bazı diğer türler için yemektir. Yetişkin kurbağalar ise kuşlar, kertenkeleler, yılanlar, maymunlar ve daha fazlası için değerli bir yiyecektir. Ya kurbağalar ? Onlar da sinekleri yiyerek zika, sıtma, dang ve bunun gibi hastalıkların yayılmasını önler.

Örneğin, 1980'lerde Hindistan, yiyecek olarak Fransa'ya büyük miktarda kurbağa ihraç etti ve kendi ülkesinde kurbağa popülasyonunun çarpıcı bir biçimde düşmesine yol açtı. Bu tarlalardaki mahsulleri azaltan böcek popülasyonunda artış demekti. Sağlıklı bir ekosistem için kurbağaların ne anlama geldiğini anlayan Hindistan hükümeti sonunda kurbağa ihracatını yasakladı.

Araştırmacılar, kurbağaların çeşitli tıbbi amaçlar için ne kadar önemli olduklarını ortaya koymuştur. Bilim insanları amfibi canlıların(iki yaşamlı) cildinde 200'ün üzerinde faydalı alkaloit buldular. Bunlardan biri morfinden 200 kat daha güçlü olan ve morfin bağımlılık özellikleri olmayan bir ağrı kesicinin elde edilmesidir. Kurbağa derisi salgıları da güçlü bir antibiyotik olarak kullanılabilir ve bazı kurbağalar kesik ve çürüklerin iyileşmesine yardımcı olan ve hatta ameliyattan sonra organları iyileştiren peptitler üretir. Ve hepsi bu değil. Kurbağa sekresyonu ayrıca kalp krizi, depresyon, felç, nöbet, Alzheimer ve kanser için tedavi sağlayabilir. Avustralya'da, kırmızı gözlü ağaç kurbağası ve akrabaları, bilim insanlarına HIV'i önleyebileceğini bile düşündürmüştür.

Sonuç olarak kurbağaların ölümü, ekosistem boyunca felaket bir dalgalanmaya sebep olur ve dünyadaki insan sağlığını büyük ölçüde tehlikeye atmış olur.




Kaynak :

https://www.onegreenplanet.org

https://www.sciencemadesimple.co.uk
https://cees.iupui.edu
https://byjus.com




Yorumlar