Bir grup insan, 29 Ağustos 1911'de yiyecek arayan orta yaşlı bir kızılderiliyle karşılaştı. 50 yaşlarında olan adam, ismini söylemedi. Eski Yahi geleneğine göre yabancılara isim söylenmezdi.
Aslında her şey 24 Ocak 1848' de başlamıştı. James W. Marshall, Suter's Mill'de altın bulduğunda. Bu olay modern tarihin en büyük kitlesel göçüne yol açtı. Altın bulma telaşı, yaklaşık 300.000 kişiyi Kaliforniya'nın doğasına getirdi. Öyle ki 1948'de küçük bir kasaba olan San Francisco'nun nüfusu iki yılda 1000'den 25.000'e yükseldi.
Yahi kabilesi, Kaliforniya'daki Deer Creek bölgesinde yaşayan bir grup yerli Amerikalıydı. Yana halkına ait olan Yahi kabilesi, bütün insanların eşit olduğuna ve dolayısıyla hiçbir siyasi otorite olmadan yaşanması gerektiğine inanıyordu.
Bu zengin doğal kaynakları olan bölgeye yerleşmek isteyenlerin altın arama dahil tüm faaliyetleri su kaynaklarının kirlenmesine, balıkların ve av hayvanlarının kaçmasına sebep oldu. Kabilelerde açlık baş göstermeye başladı. Gruplara bölünmüş Yahi kabilesi insanlarının bir kısmı ormanın derinliklerine kaçtı. Başka bir grup Yahi de savaşmayı seçtiyse de yeni yerleşimcilerin silahlarına karşı savunmaları yetersiz kalmıştı.
Yerli halkın sayısı çok kısa zamanda 100'den az kişiye düştü. Çok değil 15 yıl içinde de tamamı yok oldu. Toplumundan ayrılan yaklaşık 16 kişilik Yahi grubu dağlara saklanmayı başarmıştı. İşte Ishi, bu küçük grubun en küçük üyesiydi. 40 yıl boyunca Ishi ve ailesi etraflarında inşa edilen dünyadan kaçınarak yaşadı. Tek bir Yahi üyesi Kaliforniya'da görülmedi. En azından 1911 yılına kadar. Sonunda kendi küçük kabilesinin üyelerini de kaybettiğinde Ishi yalnız kaldı ve üç yıl boyunca ormanda yiyecek arayarak vakit geçirdi. Taa ki Kaliforniya Üniversitesi profesörlerinden Alfred L. Kroeber ve TT Waterman onu bulana dek .
Hayatının çoğunu medeni dünya dışında geçiren bir adam olarak, Ishi'nin, etrafındaki modern hastalıklara karşı bağışıklığı yoktu ve çok sık hastalanırdı. Batı toplumuna üye olduktan sadece beş yıl sonra Ishi tüberküloza yakalandı ve sonuç olarak 25 Mart 1916'da da öldü.
Arkadaşları ona geleneksel bir cenaze töreni yapmaya çalıştı. Yahi gelenekleri vücudunun tam olarak yakılmasını gerektiriyordu. Bu yüzden otopsiye engel olmaya çalışsalarda çabaları boşunaydı. Otopsi yapıldı ve beyni çıkarıldı.
Ishi'nin bedeni geleneklerinin dikte edildiği gibi yakıldı. Beyni arkadaşı Alfred Kroeber tarafından Washington'daki Smithsonian Enstitüsü'ne gönderildi. Külleri ise Deer Creek bölgesinde gizli bir yere gömüldü.
Yorumlar
Yorum Gönder