Gettyimages |
Balıkların acı çekmediğini düşünmeyi seviyoruz. Çünkü onları(n) genellikle bir cam birikintisindeki sakin ve sevimli evcil hayvanlar olarak görmekten ya da önümüze süslü bir tabakta servis edilmelerinden memnunuz. Balıkların hafızası yok ki, ya da onlar acı çekmiyor ki diye başlayan hikayeler bizi rahatlatıyor. Bütün bunların yanında bugün balıkların hem hafızası hem de acı çekme kapasitesine sahip oldukları fikri bilim insanları arasında hızlıca zemin kazanıyor.
Videoları da bulunan ikizukuri olarak bilinen bir mutfak geleneğine göre balıklar çiğ olarak yenmekte. Videoların birinde bir şef bir balığın yüzünü bezle örter ve pullarını peynir rendesi ile tıraşlar. Ardından balığı dilimlemeye başlar. Ancak balık aldığı bıçak darbesiyle şiddetli bir şekilde sıçrar ve yakındaki lavaboya düşer. Şef balığı geri alır dilimlemeye devam eder. Koyu bir kan akar ve balıklar buzlu bir kaseye daldırılır. Ve henüz can çekişmesi durmadığı için dalgalanmakta olan balık servis edilmek üzere hazırdır.
Videoları da bulunan ikizukuri olarak bilinen bir mutfak geleneğine göre balıklar çiğ olarak yenmekte. Videoların birinde bir şef bir balığın yüzünü bezle örter ve pullarını peynir rendesi ile tıraşlar. Ardından balığı dilimlemeye başlar. Ancak balık aldığı bıçak darbesiyle şiddetli bir şekilde sıçrar ve yakındaki lavaboya düşer. Şef balığı geri alır dilimlemeye devam eder. Koyu bir kan akar ve balıklar buzlu bir kaseye daldırılır. Ve henüz can çekişmesi durmadığı için dalgalanmakta olan balık servis edilmek üzere hazırdır.
Balıklarda ağrı testi zordur, bu nedenle araştırmacılar genellikle olağan dışı davranışlar ve fizyolojik yanıtlar ararlar. Bir çalışmada, gökkuşağı alabalığının dudaklarına asit enjekte edildi ve bir süre sonra balık su tankının dibinde ileri geri sallanmaya, dudaklarını tankın duvarlarına sürmeye başladı. Hem asit hem de morfin enjekte edilen balıklar da bu olağan dışı davranışların bazılarını gösterdi, ancak çok daha az ölçüde, tuzlu su enjekte edilen balıklar herhangi garip bir davranış sergilemedi.
Anatomik düzeyde, balıklarda nosiseptör olarak bilinen ve yüksek sıcaklıklar, yoğun basınç ve kostik kimyasallar gibi potansiyel zararları tespit eden nöronlar bulunur. Balık, memelilerin yaptığı aynı opioidleri (vücudun doğuştan gelen ağrı kesicileri) üretir. Ve yaralanma sırasındaki beyin aktiviteleri karasal omurgalılardakine benzer.
Kaynak:
Anatomik düzeyde, balıklarda nosiseptör olarak bilinen ve yüksek sıcaklıklar, yoğun basınç ve kostik kimyasallar gibi potansiyel zararları tespit eden nöronlar bulunur. Balık, memelilerin yaptığı aynı opioidleri (vücudun doğuştan gelen ağrı kesicileri) üretir. Ve yaralanma sırasındaki beyin aktiviteleri karasal omurgalılardakine benzer.
Liverpool Üniversitesi biyoloğu ve dünyada balık ağrısı araştırmacılarından biri olan Lynne Sneddon, birkaç sene önce ilginç deneyler yapmaya başladı ve şimdiye kadar bunlardan sadece bazı sonuçları yayınlandı. Bir testte, zebra balıklarına iki akvaryum arasında seçim yaptırdı: Biri tamamen boş, diğeri çakıl, bitki ve diğer balıklarla süslenmiş halde olan iki akvaryum. Ve balıklar sürekli olarak daha canlı dekore edilmiş akvaryumda zaman geçirmeyi tercih ettiler.
Bir süre sonra bu balıklara asit enjekte etti ve boş olan akvaryumun suyunu da yeterli miktarda ağrı kesici ile karıştırdı. Sonuç olarak balıklar o görsel olarak zenginleştirilmiş yaşam alanlarını terk ederek kasvetli akvaryuma doğru yüzdüler. Sneddon bu çalışmayı bir de şu şekilde tekrarladı. Henüz sade akvaryumda olan balıklara ağrı kesici enjekte etti ve balıklar tahmin edildiği gibi süslü akvaryuma geri döndüler.
Toplu kanıtlar artık biyologların ve veteriner hekimlerin balık ağrısını giderek bir gerçeklik olarak kabul edebileceği kadar sağlam. Sneddon, şöyle diyor: “ 2003 yılında, verdiğim konferanslarda 'Balıkların acı çekebileceğine kim inanıyor?' diye sorardım. Sadece bir ya da iki el yukarı kalkardı. Şimdi odaya soruyorsunuz ve hemen hemen herkes ellerini kaldırıyor. ”
Kaynak:
https://www.smithsonianmag.com/science-nature/fish-feel-pain-180967764/
Yorumlar
Yorum Gönder