Nefes Alamıyorum !!! George Floyd'un Ölümü ve Dünyaya Yayılan Protestolar

George Floyd kimdir, George Floyd nasıl öldürüldü, Floyd öldürüldüğü gün neler yaşandı, George Floyd için Minneapolis'te başlayan protestolar, Dünya'ya nasıl sıçradı ?

ABD'nin Minnesota eyaletinin en büyük kentlerinden Minneapolis'te siyah bir adamın polis tarafından gözaltına altına alınırken boğazına basılması sonucu hayatını kaybetmesi ırkçılık tartışmalarını tekrar günde getirirken, ırklar arası gerilimin de bir kez daha su yüzüne çıkmasına neden oldu.



George Floyd'un 25 Mayıs'ta öldürülmesi, Amerika Birleşik Devletleri'nde benzeri görülmemiş protestoları tetikledi ve ülke çapındaki şehirlere sokağa çıkma yasağı getirildi.




George Floyd kimdir ?


Texas eyaletinde Houstonlı bir ailenin çocuğu olan Floyd, kent merkezinin hemen güneyinde, siyahların yoğun yaşadığı Üçüncü Bölge'nin göbeğinde büyüdü. Ünlü Amerikalı şarkıcı Beyonce'nin de doğup büyüdüğü bu mahalle aynı zamanda Blues müziğinin önemli isimlerini de yetiştirmişti. Houston'un aynı zamanda yoksulluk, ırk ayrımcılığı ve eşitsizliklerle örülü bir tarihi de var. 20. yüzyıl boyunca devam eden ırk ayrımcılığının damgasını taşıyan Üçüncü Bölge son yıllarda çete savaşlarına ve konut sıkıntısının yol açtığı gerginliklere sahne oluyordu.

Floyd'un, aynı mahallede yaşayan ve Reconcile adıyla rap müziği yapan arkadaşı Ronnie Lillard BBC'ye Cuney Evleri'ne diğerlerinden farklı oldukları için 'Tuğlalar' denirdi. Orada yaşıyorsan 'Tuğla Oğlan' oluyordun. Floyd da bunlardan biriydi" diye anlatıyor.

'Nazik dev'

Floyd lise çağlarında özellikle basketbol ve Amerikan futbolunda çok başarılıydı. Boyu daha o yıllarda 2 metreyi aşan George Floyd'u tanıyanlar onun için "Nazik dev" ifadesini kullanıyordu. Daha sonra Texas'a dönüp üniversiteye kaydolduysa da eğitimini tamamlamadı.




Bundan sonra hayatının yönü değişti ve 2007 yılında tutuklanıp 5 yıl hapis cezası alana kadar geçen sürede birkaç kez hırsızlık ve uyuşturucu madde taşımak gibi suçlardan gözaltına alındı.


Yeni bir sayfa açma çabası


Cezaevinden çıktıktan sonra mahallesindeki Resurrection Houston adlı kiliseyle ilişkisini geliştirdi. Arkadaşı Ronnie Lillard, Floyd'un bu dönemde hayatını ve çevresini değiştirmeye çalıştığını söylüyor. Floyd'un sosyal medyada yaygınlaşan silahlı şiddet olaylarını kınadığı ve gençleri "eve dönmeye" çağırdığı video kaydının 2017'de kaydedildiği düşünülüyor. Ailesi, Houston Chronicle gazetesine, Floyd'un, arkadaşlarının teşvikiyle 2018 yılında bir Hristiyan örgütlenme üzerinden Minnesota'ya taşındığını anlattı.

Eski arkadaşı ve aynı sınıfta okuduğu Christopher Harris medyaya Floyd'un "Yeni bir başlangıç yapmaya çalıştığını" söyledi ve "Kaydettiği mesafeden mutluydu" diye konuştu. Salvation Army Vakfı'nda güvenlik görevlisi olarak iş bulan Floyd, daha sonra kamyon şoförlüğü de yaptı. Kendisine "Koca Floyd" deniyordu. 

Ne var ki Covid-19 krizi başlayıp işyerleri topluca kapanınca bir çok Amerikalı gibi Floyd da işsiz kaldı.




Floyd öldürüldüğü gün neler yaşandı

(Detaylı)

BBC'nin haberine göre Floyd'un, 25 Mayıs akşamı Cub Foods adlı marketten bir paket sigara satın aldığı sırada verdiği 20 dolarlık banknotun sahte olduğunu düşünen market sahibi durumu polise ihbar etti. Floyd, Cup Foods'un daimi müşterilerindendi. NBC kanalına konuşan market sahibi Mike Abumayyaleh, Floyd'un güler yüzlü, hiçbir zaman sorun çıkarmayan biri olduğunu söyledi. Olay günü Abumayyaleh markette değildi. Banknotun sahte olduğundan şüphelenip polise ihbarda bulunan genç çalışan yalnızca iş yerindeki protokolleri uyguluyordu.

Yetkililerin açıkladığı görüşme metnine göre, market çalışanı akşam saat 20.01'de acil durum hattı 911'i aradı ve Floyd'dan sigarayı geri vermesini istedi, çalışan daha sonra Floyd'un sigarayı vermeyi reddettiğini anlattı telefondaki operatöre. Çalışan Floyd'un 'sarhoş göründüğünü' ve 'kendini kontrol edemiyor gibi göründüğünü' söyledi. Telefon görüşmesinden kısa bir süre sonra saat 20.08'de olay yerine iki polis geldi. Floyd, köşe başında park halindeki aracında yanında iki kişiyle oturuyordu. Araca yaklaşan polislerden biri, Thomas Lane silahını çıkardı ve Floyd'dan ellerini göstermesini istedi.


Mahkeme raporunda savcılar, Lane'in neden silahını çekme ihtiyacı duyduğu açıklanmıyor.Savcılar, Lane'in 'elleriyle Floyd'u kavradığını ve arabadan dışarı çıkardığını' ifade ediyor. Raporda Floyd'un 'kelepçelenmemek için sürekli olarak direndiği' belirtiliyor. Kelepçelendikten sonra ise Floyd'un 'itaatkar' davrandığı ve Lane'in kendisine 'sahte banknot kullanma' suçundan gözaltına alındığını' söylediği ifade ediliyor.Kargaşa da polislerin Floyd'u ekip otosuna koymak istediklerinde başladı.

Rapora göre, saat 20.14 civarında Floyd "sert davranmaya başladı, yere düştü ve yetkililere klostrofobik olduğunu söyledi. "Daha sonra polis memuru Chauvin olay yerine geldi. Chauvin ve diğer polis memurları da Floyd'u ekip otosuna koymaya çalıştı. Saat 20.19'da Chauvin Floyd'u yolcu koltuğundan kenara çekti ve Floyd'un yere düşmesine neden oldu.Floyd, elleri arkadan kelepçeli halde yüzüstü yere düştü. Görgü tanıkları da olayları o andan itibaren çekmeye başladı. Görüntülerde Floyd'un gerildiği, rahatsız olduğu görülüyor. Birçok farklı cep telefonundan çekilen görüntüler sosyal medyada paylaşıldı. Bu videolar Floyd'un son görüntüleri oldu. Floyd polisler tarafından sakinleştirilirken Chauvin ise dizini Floyd'un kafası ve boynu arasına sıkıştırıp uzun bir süre o pozisyonda kaldı. Görüntülerde Floyd'un defalarca "Nefes alamıyorum" dediği "Anne" ve "Lütfen, lütfen, lütfen" diye bağırdığı duyuluyor. Savcıların raporuna göre Chauvin, tam 8 dakika 46 saniye boyunca dizini Floyd'un boynuna bastırdı.

Floyd 6 dakika sonra hareketsizdi, tepkilere yanıt vermiyordu. Görüntülerde Floyd'un sessizleştiği görülüyor, çevredekilerin de polislere "Nabzını kontrol edin" diye bağırdığı duyuluyor. Polis memurlarından JA Kueng de bunun üzerine Floyd'un sağ bileğinde nabzını kontrol etmeye çalışıyor 'ama bulamadığını' söylüyor. Ama yine de yetkililer hareket etmiyor. Saat 20.27'de Chauvin dizini Floyd'un boynundan çekiyor. Hareketsiz haldeki Floyd sedyeye konuyor ve ambülansla Hennepin Bölgesi Tıp Merkezi'ne götürülüyor. Yaklaşık bir saat sonra da Floyd'un öldüğü bildiriliyor. Ölümünden bir gün önceki gece Floyd en yakın eski dostlarından Christopher Harris ile konuşmuş ve ondan kendisi için geçici işler bulan merkezle irtibata geçmesini istemişti. Harris, 'sahteciliğin' Floyd'un karakterinde olmadığını söylüyor. Harris, "Ölüm şekli çok anlamsız. Hayatta kalmak için dua ediyordu. Hayatta kalmak istiyordu. Bu sisteme, size göre tasarlanmadığını bildiğiniz sisteme inanmak için çok uğraştığınızda, her zaman yasal yollarda adalet ararsınız, bulamadığınızda da yasaları kendiniz idare etmek istersiniz" dedi.




Öldürmeye karışan Derek Chauvin, ikinci derece cinayet ve adam öldürmeyle suçlandı. Olay yerindeki diğer üç memur Thomas Lane, J. Kueng ve Tou Thao ikinci derece cinayete yardım ve yataklık etmekle suçlandı. Dört memurun hepsi zaten kovulmuştu.


Floyd'un ölümü ABD'nin dört bir yanında kimisi isyana dönüşen öfkeli protestolara yol açtı.
20'den fazla şehirde 1600'den fazla kişi gözaltına alınırken, 15 eyalette Ulusal Muhafız birlikleri konuşlandırıldı.


Bir Lincoln Anıtı mitingi ve Beyaz Saray'a yürüyüş, ülke çapında protestoların en büyük patlaması oldu, çünkü kelepçeli silahsız bir siyah adam olan Floyd'un yüzü aşağıya dönük ve boynunda beyaz bir polis memuruyla, nefes almak için mücadele ettiği o video görüntüleri ortaya çıktı.




Başkan Trump'ın tavrı ne oldu?

ABD Başkanı Donald Trump, olayın videosunu "şoke edici" bulduğunu açıkladı ve soruşturma açılması için talimat verdi. Ancak protestoların büyümesinin ardından Trump'ın eylemcileri "eşkıya" olarak nitelendirmesi ve yağmalama olursa güvenlik güçleri tarafından ateş açılabileceğini söylemesi büyük tepki topladı. Mesajın yayımlandığı sosyal medya platformu Twitter ise, bu gönderiye erişimi 'şiddeti yücelttiği' gerekçesiyle sınırladı.

Farklı şehirlerde bazı eylemciler tam 8 dakika 46 saniye boyunca yere uzanıp, protestolarını gerçekleştirdiler.    


İngiltere, Avustralya, Fransa, Almanya, Belçika, Japonya, Kenya ve Zimbabve'de ırkçılık karşıtı protesto gösterileri düzenlenmeye devam ediyor.

Virginia'da çoğunlukla barışçıl gösteriler yapıldı. General Williams Carter Wickham'ın heykelini kaidesinden devirdiler.



İngiltere'nin sekizinci büyük şehri Bristol'da ünlü İngiliz köle taciri Edward Colston'ın kentte onlarca yıldır tartışma yaratan heykeli Pazar günü protestocular tarafından yıkılıp Avon Nehri'ne atıldı. 

İstanbul'da Trump Towers önünde düzenlenen eylemle George Floyd'un ölümü kınandı.
Avrupa

Binlerce insan, dünyadaki ırkçılığa ve polis vahşetine karşı büyük protestolar düzenlenen "siyahların yaşamı değerlidir" hareketini desteklemek için Barselona, ​​Madrid ve Roma sokaklarına çıktı.

Roma'nın genişleyen Halk Meydanı'ndaki miting gürültülü ama huzurluydu, protestocuların çoğu koronavirüse karşı korunmak için maske takıyordu.


Hong Kong

Hong Kong'daki koronavirüs kısıtlamaları nedeniyle "siyahların yaşamı değerlidir" protestosu iptal edildi; ancak bir grup gösterici yine de ABD büyükelçiliği önünde toplandı.


Tayland

Binlerce Taylandlı online protesto gösterisine katıldı ve seslerini Floyd için küresel adalet çağrılarına ekledi.





George Floyd'un polis tarafından öldürülmesinin yol açtığı protestolar onuncu gününü aştığında hala on binlerce gösterici alanlarda toplanmaya devam ediyordu.




George Floyd anısını birçok polis de diz çökerek ve sonrasında eylemcilere sarılarak protestolara destek verdi. 



Bazı yargı yetkileri, güç kullanma politikalarını değiştirdi. Minneapolis yetkilileri polisin boğmaya yol açacak etkisiz hale getirme hareketlerini, Seattle belediye başkanı polisin protestolarda göz yaşartıcı gaz kullanmasını yasakladı ve Denver'daki federal yargıç polisin protestocular üzerinde göz yaşartıcı gaz ve lastik mermi kullanımını kısıtladı.

Bu arada İngiltere sağlık bakanı, Londra ve diğer büyük İngiliz şehirlerinde binlerce insanın katıldığı ırkçılık karşıtı protestoların COVID-19'u yayma riskini artırdığını söyledi.




İş yerleri ve araçlar ateşe verildi, yağmalamalar gerçekleşti.





Siyahlara yönelik şiddet yeni değil


Minneapolis benzeri olaylar geçmişte de yaşandı. 1992 yılında Los Angeles'ta polisin bir siyahı döverek gözaltına aldığını gösteren görüntüler büyük bir infiale yol açtı ve kentte günlerce süren protesto gösterileri düzenlendi. Olaylarda 63 kişi yaşamını yitirirken, 2 bin 800'den fazla insan da yaralandı. Olayların kente verdiği toplam hasar 1 milyar dolara yakın olduğu hesaplandı.

Florida'da 2013 yılında siyahi bir genci vurarak öldüren polis memurunun beraat etmesinin ardından "Black Lives Matter" (Siyahların Yaşamı Değerlidir) hareketi başladı.

New York'ta 2014 yılında kaçak sigara sattığı gerekçesiyle gözaltına alınmak istenen Eric Garner'ın polis tarafından arkadan boğazı sıkılarak öldürülmesi de günlerce süren protesto gösterilerini tetiklemişti. Garner'ın da son sözleri "Nefes alamıyorum" olmuş ve bu sözler, polis şiddetini protesto edenler ile insan hakları aktivistleri tarafından uzun bir süre slogan olarak kullanılmıştı.

ABD'de yasalar kapsamında ayrımcılık yasaklanmış ve eşitlik de güvence altına alınmış olsa da özellikle siyahlar, kendilerine yönelik "sistematik bir ırkçılığın" devam ettiğini ve polis şiddetinin de bunun bir sonucu olduğunu savunuyor.

Washington Post gazetesinin yayımladığı veri tabanına göre, 2015 yılından bu yana polis şiddeti sonucunda hayatını kaybeden beyazların sayısı siyahların iki katı. Ancak nüfusa oranlandığında siyahların polis tarafından öldürülme riskinin üç kat daha fazla olduğu görülüyor.

2017 yılında yapılan bir araştırmaya katılan siyahların yarısı, hayatlarında en az bir kere polis tarafından ortada hiçbir gerekçe olmadan durdurulup arandıklarını ya da kimlik kontrolüne maruz kaldıklarını söylüyor.

ABD'de polisin neden olduğu ölümlerin kaydını tutan "mappingviolence.org" sitesindeki verilere göre, 2019'da 1019 kişi polis tarafından öldürüldü.



George Floyd'un ölümünden sorumlu Derek Chauvin cezası ne oldu?

09.06.2020 itibariyle;

Hakim, George Floyd'un öldürülmesiyle ilgili olarak eski Minneapolis polis memuru Derek Chauvin için 1.25 milyon dolara kefalet ücreti kararı verdi. Chauvin; "kasıtlı olmadan ikinci derece cinayet" ,"üçüncü derece cinayet" ve "ikinci derece taksirle adam öldürme" ile suçlanıyor. ABD'de bu suçlardan yargılananlar sırasıyla 40, 25 ve 10 yıl hapis cezasına çarptırılabiliyor.

Derek Chauvin 11 dakika süren duruşma sırasında neredeyse hiçbir şey söylemedi ve Minnesota'nın Oak Park Heights'taki maksimum güvenlik hapishanesinde gözaltında kalmaya devam ediyor.

Bir sonraki duruşma tarihi ise 29 Haziran olarak belirlendi.





















Kaynak:

https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-52886177

https://www.aljazeera.com/news/2020/06/happened-day-george-floyd-died-police-custody-200602162316383.html
https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-52856830
https://nymag.com/intelligencer/article/george-floyd-protests-photos.html



Yorumlar