Getty
Afrika, Avrupa kültürleri ve değerleri tarafından batılılaştırılmış olabilir; ancak herkes Afrika'nın hala diğer kıtalardan sıyrılan benzersiz bir kültürel kimliğe sahip olduğunu biliyor. Ve bu eşsiz kültürel kimlik, zamanın kendisinden daha eski olan kabilelerin değerlerinde ve yaşam tarzlarında kendini gösteriyor.
Omo Vadisi Kabileleri
Bodi (Me'en), Daasanach, Kara (veya Karo), Kwegu (veya Muguji), Mursi ve Nyangatom kabileleri Omo boyunca yaşarlar ve geçim kaynakları için ona bağımlıdırlar.1. Bodi(Me'en) Kabilesi
Bodi kabilesi erkekleri yeni yıl veya Ka'el töreninde en şişman olmak için yarışır. Bu Etiyopyalı erkekler, altı ay boyunca tecritte yaşar ve tüm bu süre boyunca kan ve süt karışımını içerek şişmanlamaya çalışır. Kazanan şişman adam herhangi bir ödül almaz. Bununla beraber kabilenin geri kalanı tarafından ömür boyu kahraman olarak kabul edilir. Bodi insanları bu ve diğer benzersiz geleneklerini korumak istiyor; ancak hükümetin yeniden yerleşim planları yüzünden bu istek tehdit altında.
2. Daasanach Kabilesi
Etiyopya'daki Daasanach Kabilesi Çöpleri Güzel Mücevherlere Çeviriyor...
Etiyopya'nın Omo Vadisi'nden Daasanach kabilesi, çöpü kullanmanın yaratıcı ve çevre dostu bir yolunu buldu. Temizlenmiş şişe kapakları, kırık saatler ve gümüşi ağ parçalarından şaşırtıcı derecede güzel başlıklar yapıyorlar.
Daasanach, Etiyopya, Kenya ve Güney Sudan'ın bazı bölgelerine uzanan bir alanda yaşayan yarı göçebe bir kabiledir. Bu kabilede erkekler sünnet olur. Kızlar ise evlenmek isterlerse aynı prosedürü izlemeleri gerekir.
Daasanach insanları, onları çevreleyen nesnelerin manevi gücüne inanır. Ayrıca kabile, içlerinden bazılarının Omo nehrindeki su ve timsahları kontrol etme gücüne sahip olduğunu düşünüyor.
Yaklaşık 1000 - 1500 nüfuslu Karo (veya Kara), Güney Etiyopya'daki Omo Nehri'nin doğu kıyısında yaşıyor. Karo kabilesi Aşağı Omo Vadisi'ndeki Mursiler gibi, erkekler arasında kanlı bir düello olan Thangine gibi kültürel uygulamalarıyla tanınırlar..
Daasanach insanları, onları çevreleyen nesnelerin manevi gücüne inanır. Ayrıca kabile, içlerinden bazılarının Omo nehrindeki su ve timsahları kontrol etme gücüne sahip olduğunu düşünüyor.
3. Karo Kabilesi
Karo insanlarını tanımak kolaydır. Kendileri vücut ve yüz boyama ustalarıdır. Vücutlarını beyaz tebeşir, sarı mineral kaya, demir cevheri ve odun kömürü kombinasyonu ile boyarlar. Ayırt edici diğer bir özellikleri ise vücutlarına, jilet kullanarak bıraktıkları yara izleridir. Kadınlar sırtlarını veya göğüslerini süslemek için, erkekler ise cesaret eylemlerinin sembolü olarak gururla bu yara izlerini taşırlar.
4. Kwego (Muguji) Kabilesi
Kwegu veya Muguji, Mago Nehri boyunca küçük köylerde yaşayan Omo Vadisi'ndeki en küçük kabilelerden biridir. Kwegu, Nilo-Sahra dil ailesine ait olan Kwegu dilini ana dil olarak konuşur.Diğer kabilelerin aksine Kwegu'da sığır yoktur. Avcı ve toplayıcı olarak yaşarlar. Küçük avlar, kabile tarafından yiyecek için tuzağa düşürülür. Yiyecekleri arasında meyve ve bal da vardır. Ve gerçekten usta oldukları alan balıkçılıktır. Zamanlarının büyük bir bölümünü nehirde geçirirler ve kano yapma becerileriyle tanınırlar. Kwegu'nun yakın akrabaları Karo halkıdır. Genellikle Kwegu ve Karo insanları birlikte vakit geçirir, hatta evlenirler.
5. Mursi Kabilesi
Mursi Kabilesi, Etiyopya'nın güneybatısındaki gözlerden uzak Omo Vadisi'nde, yaklaşık 10.000 kişilik nüfusuyla göçebe olarak yaşayan bir kabile. Dünya onları dudaklarına tabak takan kadınların kabilesi olarak tanıyor.
Sözü geçen kilden yapılmış bu tabaklar, Mursi kadınlarına ergenliğe girdikleri vakit, dudakların ve alt dişlerin kesilmesiyle takılmaya başlanıyor ve zaman ilerledikçe küçük tabakların boyutu daha da büyüyor. Büyük bir tabak, artan statü, daha fazla çeyiz ve daha fazla zenginlik imajı demek.
Nyangatom, yaşamlarının zebu sığır sürülerinde döndüğü ve sorgum, mısır ve tütün gibi mahsulleri yetiştirdiği güneybatı Etiyopya ve Güney Sudan'ın kuru, yarı çöl topraklarında yaşıyor. Kıt suya ve otlatma kaynaklarına erişim konusunda ciddi bir rekabetle karşı karşıyalar.
Hamer, Chai veya Suri ve Turkana gibi diğer halklar nehirden daha uzakta yaşarlar. Surma, üç etnik grup için ortak bir terimdir: Chai, Timaga ve Suri. Şimdi Afrika'daki diğer kabilelere göz atalım:
Erkekler yetişkinliğe ulaşmak için, genç Hamar kadınları ise akrabalarına olan aşklarını kanıtlamak için kendilerini kırbaçlatırlar. Yukarıdaki fotoğrafta kırbaçlama töreninden sonra bir hamar kadının sırtındaki yaralar görünüyor.
Himba kadınlarının çiftliğin günlük işleyişinden sorumlu olması tipik bir durumdur ve erkeklerin yasal ve politik faaliyetlerde bulunmaları beklenir. Bu kabilede yaklaşık 50.000 kişi var. Genellikle yumuşak deri bir peştamal giyerler ve 'Okuruwo' adlı bir alev yakarak iletişim kurdukları 'Mukuru' adlı bir tanrıya inanırlar.
Sözü geçen kilden yapılmış bu tabaklar, Mursi kadınlarına ergenliğe girdikleri vakit, dudakların ve alt dişlerin kesilmesiyle takılmaya başlanıyor ve zaman ilerledikçe küçük tabakların boyutu daha da büyüyor. Büyük bir tabak, artan statü, daha fazla çeyiz ve daha fazla zenginlik imajı demek.
6. Nyangatom Kabilesi
Nyangatom, Omo Vadisi'ndeki en korkulan savaşçı gruptur. Etraflarını saran kabilelerle kanlı kan davalarına hapsolmuş şekilde yaşarlar. Aslında bu durumu anlamak zor değil.Nyangatom, yaşamlarının zebu sığır sürülerinde döndüğü ve sorgum, mısır ve tütün gibi mahsulleri yetiştirdiği güneybatı Etiyopya ve Güney Sudan'ın kuru, yarı çöl topraklarında yaşıyor. Kıt suya ve otlatma kaynaklarına erişim konusunda ciddi bir rekabetle karşı karşıyalar.
Hamer, Chai veya Suri ve Turkana gibi diğer halklar nehirden daha uzakta yaşarlar. Surma, üç etnik grup için ortak bir terimdir: Chai, Timaga ve Suri. Şimdi Afrika'daki diğer kabilelere göz atalım:
7. Suri Kabilesi
Suri'nin çok değerli sığırlarını sürdüğü güneybatı Etiyopya ovalarında, toprak için rekabet çoğunlukla şiddetli ve silahlı baskınlarla sonuçlanır. Suri'nin dudak plakaları, vücut kazıma ve tehlikeli sopa dövüşü gibi son derece acı verici ritüelleri vardır. Bazı antropologlar, genç Suri'in acı hissetmesine ve kan görmesine alışması için bunları bir tür kontrollü şiddet olarak tanımlıyor. Dudak plakalarının yanı sıra, köydeki kızlar vücutlarını kalıcı olarak jiletle çizerek işaret bırakırlar. Deri bir dikenle kaldırılır, ardından bir jilet ile şekiller verilir ve sonunda yara izi bırakacak bir deri yüzeyi bırakılır. Bu arada erkekler, bu yara izlerini düşman kabilesinden birini öldürdükleri vakit bırakırlar. Bu yaralara atfedilen özel anlamlar vardır. Örneğin, bir erkeği öldürdüğünü belirtmek için sağ kolunda ve eğer bir kadın içinse solunda bir at nalı şekli çizerler.
8. Hamar Kabilesi
Etiyopya'nın güneyindeki Omo Vadisi'nin doğu tarafındaki çalılıklarla kaplı tepelerinde yaşarlar. Hamar kabilesinin benzersiz ritüelleri vardır.Erkekler yetişkinliğe ulaşmak için, genç Hamar kadınları ise akrabalarına olan aşklarını kanıtlamak için kendilerini kırbaçlatırlar. Yukarıdaki fotoğrafta kırbaçlama töreninden sonra bir hamar kadının sırtındaki yaralar görünüyor.
9. Turkana Kabilesi
Başlangıçta Turkana kabilesi Uganda'nın Karamojong bölgesinden geldi. Ve efsaneye göre Kenya'ya kaçak bir boğanın peşinden koştuktan sonra geldiler. Bu renkli ve göçebe topluluğun kültürleri Masai ile çok benzerdir.Hayvancılık, temel gıda ve zenginlik kaynağıdır ve dolayısıyla Turkana kültürünün merkezidir. Keçiler, koyunlar ve develer et ve süt sağlarken, başlık parası görüşmelerinde de değer sahibidir. Özellikle de sığırlar. Hayvanlarını çalmak için komşu kabilelere baskın yapmak kabul edilen bir gelenektir. Bu baskınlar son yıllarda kabilelerin artan ateşli silah kullanımından dolayı tehlikeli hale geldi ve çobanların hayvanları otlatırken tüfek taşıdıklarını görmek oldukça yaygınlaştır. Yaşadıkları bölge sert ve kuru bir iklime sahiptir ve su azdır.Turkana, hayvanlarının (ve kendilerinin) içmesi için kuru dere yataklarında kuyular kazmak zorundadır. Bazen uygun bir su kaynağı bulmadan önce birkaç saat yürümek zorunda kalırlar.
Hayvancılık, temel gıda ve zenginlik kaynağıdır ve dolayısıyla Turkana kültürünün merkezidir. Keçiler, koyunlar ve develer et ve süt sağlarken, başlık parası görüşmelerinde de değer sahibidir. Özellikle de sığırlar. Hayvanlarını çalmak için komşu kabilelere baskın yapmak kabul edilen bir gelenektir. Bu baskınlar son yıllarda kabilelerin artan ateşli silah kullanımından dolayı tehlikeli hale geldi ve çobanların hayvanları otlatırken tüfek taşıdıklarını görmek oldukça yaygınlaştır. Yaşadıkları bölge sert ve kuru bir iklime sahiptir ve su azdır.Turkana, hayvanlarının (ve kendilerinin) içmesi için kuru dere yataklarında kuyular kazmak zorundadır. Bazen uygun bir su kaynağı bulmadan önce birkaç saat yürümek zorunda kalırlar.
Çok eşlilik Turkana kültürünün bir parçasıdır ve bir erkeğin karşılayabildiği kadar çok karısı olabilir. Bu, kişinin servetini göstermenin başka bir yoludur ve ne kadar çok çocuğu olursa, toplumdaki statüsü o kadar yüksek olur. Turkana kıyafetleri neredeyse Masai ve Samburu kadar renklidir; erkekler parlak yün battaniyeler giyiyor ve kadınlar kendilerini boncuklu mücevherlerle süslüyor. Bu mücevherin miktarı ve kalitesi, kadının sosyal statüsünü gösterir. Kadınlar ayrıca hayvan derisi giysiler giyerlerken, erkekler başlarını çamurla kaplayıp maviye boyuyorlar ve deve kuşu tüyünden başlık takıyorlar. Hem erkekler hem de kadınlar alt dudağına bir tabak takabilirler.
10. Zulu Kabilesi
Zulu kabilesi Afrika'nın en popüler ve aynı zamanda Güney Afrika'daki en büyük etnik gruplardan biridir. Zulu halkının dili, beraberlik ve birlik duygusu anlamına gelen ubuntudur. Zulu halkı kendilerini "Cennet İnsanları" olarak görmektedir.11. Himba Kabilesi
Himba halkının yarı göçebe ve pastoral kabilesinin en belirgin özelliği derilerinin parlak kırmızı rengidir. Renklendirme, Kırmızı aşı boyası, hayvansal yağ ve tereyağı karışımının bir sonucudur. Himbalar sert çöl ikliminde yaşar, bu nedenle tipik olarak "Ojitze" olarak adlandırılan karışım, öncelikle estetik için olmasına rağmen bir güneşten korunma şekli olarak hizmet eder.Himba kadınlarının çiftliğin günlük işleyişinden sorumlu olması tipik bir durumdur ve erkeklerin yasal ve politik faaliyetlerde bulunmaları beklenir. Bu kabilede yaklaşık 50.000 kişi var. Genellikle yumuşak deri bir peştamal giyerler ve 'Okuruwo' adlı bir alev yakarak iletişim kurdukları 'Mukuru' adlı bir tanrıya inanırlar.
12.Dogon Kabilesi
Dogon halkı, Afrika'daki en büyüleyici kabilelerden biridir. Eski Mısırlıların torunları olduğu düşünülen Dogon halkı, Bilim insanlarının 1862'de keşfetmesinden çok önce, M.Ö. 3200 yılına dayanan Sirius sistemi hakkındaki bilgileriyle ünlüdürler. Onlara göre, Dünya'nın gece gökyüzündeki en parlak yıldızı olan Sirius A'nın çok daha sönük bir arkadaşı vardı: Parlak Sirius A'nın etrafında elli yıllık bir eliptik yörüngeye sahip olan ve son derece yoğun olan Sirius B.Dogon'lar da tıpkı Mısırlılar gibi yıldızlardan gelen tanrılara inanırlar. Ayrıca maskeli danslar, sanat, ahşap heykeller ve mimari gibi zaman içinde korunan çok sayıda ritüelleri vardır. Şu anda yaklaşık 800.000 Dogon insanı yaşamaktadır.
13. Yoruba Kabilesi
Yoruba, Nijerya'daki en büyük etnik gruplardan biridir. Zengin bir tarihe ve eski Oyo İmparatorluğu'na kadar uzanan zengin bir kültürel mirasa sahiptirler.Yoruba kabilesinde gözlemlenen en önemli geleneklerden biri 'orúko àmútọ̀runwá', yani yeni doğmuş bir çocuğun adıdır. İsimler çocuklara ebeveynleri, büyükanne ve büyükbabaları veya diğer bazı yakın akrabaları tarafından verilir. Tipik bir Yoruba çocuğu 16 farklı isim taşıyabilir. Evlilik kurumu Yoruba halkı için çok kutsaldır. Ayrıca dünyadaki diğer etnik gruplardan daha yüksek bir ikiz doğum oranına sahiptirler.
14. Masai Kabilesi
Masai, Afrika'daki en seçkin kabilelerden biridir. Onlarla ilgili en dikkate değer şeylerden biri, 'modern medeniyete' yakın olmalarına rağmen, topluma entegre olmaya yönelik tüm girişimlere direndikleridir.
Yaşam tarzlarına sıkı sıkıya bağlı Masai kabilesi, her yıl milyonlarca insan için turistik cazibe merkezidir. Kabile, doğası gereği göçebedir ve daha küçük ve geçici evlerde kalmayı seçer. Sığırları öncelikle bir zenginlik ölçüsü ve yiyecek kaynağı olarak kullanırlar.15. Taureg Kabilesi
Taureg eski bir kabiledir. Hausa ve Arapça'yı akıcı bir şekilde konuşmalarına rağmen, ana dilleri olarak 'Tamaşek' konuşmayı tercih ediyorlar. Bu lehçe, köklerini dünyanın en eski dillerinden biri olan Berberi diline kadar götürür. Bunlar tipik olarak farklı kültürel etkilere sahip İslami bir toplumdur; örneğin bir Taureg erkeği 25 yaşına geldiğinde duvak takması gerekir. Bu duvak takma işlemi marabout adlı bir din görevlisi tarafından törenle gerçekleştirilir.16. Wodaabe Kabilesi
Wodaabe kabilesini diğer kabilelerden farklı kılan özgün bir gelenekleri vardır. Her yıl düzenledikleri bir nevi erkek güzellik yarışması olan Gerewol festivali. Bu festivalde erkekler makyaj yapıp saatlerce süslenir, vakit geldiğinde de dans ederek tüm hünerlerini gösterirler. Bu kadar çabanın elbet bir amacı vardır.Fulani etnik grubunun küçük, izole bir alt kolu olan Wodaabe kabilesi, kendilerine Bororo demeyi tercih ediyor. Çad, Nijer ve Nijerya dahil Sahra çölünü dolaşıp, hayvanlarını otlatarak yaşayan bu yaklaşık 200.000 nüfusluk göçebe halkın Batı Afrika'da bin yıldan fazla süredir politik ve ekonomik güçleri elde tutuğu biliniyor.
17. Pigmeler
Baka halkı ya da diğer adı ile Pigmeler, Orta Afrika ormanları boyunca, binlerce yıldır avcılık ve toplayıcılık yaparak yaşamıştır. Mevcut tahminler 'Pigme' halklarının nüfusunun yaklaşık yarım milyon olduğunu söylüyor. Her biri Orta Afrika Cumhuriyeti ( CAR ), Demokratik Kongo Cumhuriyeti ( DRC ), Ruanda, Uganda ve Kamerun dahil olmak üzere orta Afrika'daki ülkelerde yaşayan Twa, Aka, Baka ve Mbuti gibi farklı insanlardır. Bu topluluklar, ormanın kültürüne, geçimine ve tarihine olan temel bağlarından dolayı kendilerini 'orman halkları' olarak tanımlamaktadırlar.'Pigme' terimi zaman içerisinde olumsuz çağrışımlar kazandı, ancak bazı yerli gruplar tarafından bir kimlik terimi olarak geri alındı. Tarihsel olarak, küçük boyları nedeniyle, Pigme halkı Bantu tarafından alt insan olarak kabul edildi ve sıklıkla köleliğe zorlandı. İki grup arasındaki ilişkiler on yıllar boyunca bir miktar iyileşmiş olsa da, Pigme halkına yönelik ayrımcılık hâlâ yaygındır.
18. Anuak Kabilesi
Anuaklar, Güneybatı Etiyopya'da ve Güneydoğu Sudan'da yaşayan Nilotik bir halktır. 1958'de sayılarının 30.000 ile 40.000 arasında olduğu tahmin ediliyordu ve bunların üçte ikisi Etiyopya'da yaşıyordu.
Anuaklar, kendi kendine yeten ve dış dünyayla pek fazla iletişimi olmayan köylerde sıkı sıkıya bağlı bir topluluk hayatı yaşıyor. Köyler muhtarlar tarafından yönetiliyor, ancak davranışları veya yargıları yetersiz görülürse müdahale ediliyor. Tüm aile ve diğer anlaşmazlıklar köy içinde demokratik olarak çözülür. Anuakların çoğu geleneksel olarak Gwok olarak bilinen yüce bir ruha inanmalarına rağmen, Evanjelik Hıristiyanlardır. Ağaçlar dinlerinde önemli bir rol oynadı ve bugün bile "kutsal" ağaçların bulunduğu köyler var. Anuak'ların günlük beslenmesi esas olarak sorgum unu, balık eti ve kümes hayvanlarından oluşur. Avcılık, toplayıcılık ve hayvancılık yaparlar.
Geçmişte Anuak insanları, evlilik çeyizleri için boncuk ve diğer eşyaları ararken çok seyahat etti. Bu amaçlarla köylerini terk edenlerin çoğu "ortadan kayboldu". Anuak adamları genellikle Habeşliler tarafından esir alındı ve köle olarak satıldı. Genç Anuak kızları da kaçırıldı ve cariye olmaya zorlandı. İmparatorluk ve diğer zengin hanelerde Anuak köleleri su, yiyecek ve ağır mallar alıp taşımak için kullanıldı. Gambela bölgesi yirminci yüzyılın başlarında İngiliz egemenliğine girdiğinde kölelik kaldırıldı. Köleliğin resmi olarak kaldırılmasından sonra bile, birçok Anuak yasa dışı olarak kaçırıldı ve Habeş hanelerinde mahsur kaldı. Bugün Anuaklara hala "siyah" köleler olarak bakılıyor.
19. Samburu Kabilesi
Samburu, tıpkı Masai gibi yarı göçebe bir halktır ve Kenya'daki en dost canlısı insanlardır. Yalnızca Samburular hala çok gelenekseldir. Sığırların yanı sıra keçiler, koyunlar ve develer Samburu'nun yaşam ve kültür biçiminde hayati bir rol oynar. Samburu insanları hayatta kalmak için büyük ölçüde bu çiftlik hayvanlarına bağımlıdır. Genellikle sebze, kök ve yumrular ile yaptıkları çorbayı içerler. Süt tüketimi yaygındır. İneklerinin kanını içtikleri de olur. Kan, ineğin boyun kısmının hafifçe kesilmesi ve kanın bir bardağa boşaltılmasıyla alınır. Yara daha sonra hemen sıcak kül ile kapatılır. Et ise sadece özel günlerde servis edilir.
Samburu ilçesi çoğunlukla kuru çorak arazidir ve Samburu kabilesi, sığırlarının yeterli yiyeceğe sahip olmaları için birkaç haftada bir yer değiştirmek zorundadır. Kulübeler, sırıklara asılmış post, çamur ve çim paspaslar kullanılarak inşa edilir. Çamur kulübelerinin etrafına vahşi hayvanlardan korunmak için bir çit yapılır. Genellikle beş ile on aileden oluşan gruplar halinde yaşarlar. Geleneksel olarak erkekler sığırlara bakarlar ve aynı zamanda kabilenin genel güvenliğinden; kadınlar ise sebze, kök ve su toplamaktan ayrıca çocukların bakımından sorumludur. Samburu bir gerontokrasidir; yani kabileyi yaşlılar yönetir. Düğün, sünnet gibi törenlerin ne zaman yapılacağına büyükler karar verir. Kadınlığa ve erkekliğe giriş sünnet töreniyle kutlanır. Erkek çocuk sünnet olduktan sonra artık bir Moran (savaşçı) olarak kabul edilir.
Samburu kabilesinin geleneksel kıyafeti, etek ve beyaz bir kuşak gibi sarılan çarpıcı kırmızı bir bezdir. Bu giysi, birçok renkli boncuklu küpeler, bilezikler, halhallar ve kolyelerle süslenir. Dans, Samburu kültürünün önemli bir parçasıdır. Dansları, erkeklerin bir daire içinde dans ettiği Masai halkının dansına benzer. Geleneksel olarak, Samburular danslarına ve şarkılarına eşlik etmek için herhangi bir enstrüman kullanmazlar.
Şimdiye kadar direndiyseler de Samburu halkı da diğer birçok kabile gibi köylere kalıcı olarak yerleşmeleri için hükümetlerinin baskısı altındadır.
https://africa.com/meet-the-famous-tribes-in-africa/
https://www.omovalleytours.com/tribes/omo-valley-kwego-muguji-tribe
https://www.dailymail.co.uk/femail/article-2480870/Ethiopian-Bodi-tribe-big-beautiful-men-compete-fattest.html
https://theculturetrip.com/africa/nigeria/articles/an-introduction-to-nigerias-yoruba-people/
https://www.culturalsurvival.org/publications/cultural-survival-quarterly/anuak-threatened-culture
Yorumlar
Yorum Gönder