Değişimden korkmayan, etrafını güzelleştiren, geleceği şekillendiren, yol açan, umut veren, mücadele eden kadınlar. Kendileriyle, geçmişleriyle, olanaklarıyla, toplumsal normlarla mücadele eden kadınlar. Siz onlara isterseniz tarihin akışını değiştiren kadınlar deyin, isterseniz de yaşam daha güzel olsun diye mücadele eden kadınlar. Elbette böylesi kadınların sayısı binlerce on binlerce. Tarih sayfalarına isimleri düşülmemişler dahil.
fakirkenee, bunlardan sadece 15 tanesini derledi. İşte kendi dönemlerinin normlarını yıkan o kadınlar...
İki yılın sonunda 6.000'den fazla örnek toplayan çift Paris'e geri döner. Yıllarca Baret'in başarısı pek dile getirilmediyse de sonunda kendisine kraliyetten ömür boyu emekli maaşı bağlanır. Bununla beraber bugün 70 kadar bitki, böcek ve yumuşakça “commersonii” ismini taşır.
Hayranları ona “Musa” ya da “General Tubman” diyordu, gerçek adı ise Araminta Ross'dur.
Araminta ya da diğer ismiyle Minty, bir köle olarak doğdu. Küçük yaşlardan itibaren Tubman, birçok köle sahibinin evinde yaşananlar gibi sık sık dayak ve istismara maruz kaldı. Tubman, kölelik sırasında gördüğü kötü muamele nedeniyle yaşam boyu acı ve hastalıktan kurtulamadı. 1844 civarında, özgür bir siyahi olan John Tubman ile evlendi. Bundan kısa bir süre sonra Harriet ismini aldı. 49 senesinde kölelikten kaçarak Pensilvanya, Philadelphia'ya kadar gitti.
Yoksul siyahlara açık olmak üzere bağışladığı bir ev ve kölelik kurumundan kurtardığı o insanları da arkasında bırakarak, tüm şöhret ve başarılarına rağmen Tubman, yoksulluk içinde öldü.
Radyoaktivite üzerine yaptığı çalışmalarla iki farklı alanda Nobel Ödülü kazandı. Kocasıyla birlikte, polonyum ve radyumu keşfetti ve 1908 yılında Sorbonne tarihindeki ilk kadın profesör oldu. Kemik filmlerini çekmeye yarayan bir makine icat etti. X ışını adını verdikleri bu makineler I. Dünya Savaşında yaklaşık 1 milyon askerin hayatını kurtardı.
Billie Jean King, Kadınların tenis oynaması ile ilgili aşağılayıcı yorumlarda bulunan Bobby Riggs isimli sporcunun müsabaka teklifine karşılık verdiğinde sene 1973'tü. Kadınlar için oldukça önemli olan bu müsabakaya "Cinsiyetlerin Savaşı" ismi verildi. "Kadının yeri sırasıyla mutfak ve yatak odasıdır", " Kadınlar erkeklerin %25’i kadar tenis oynuyor dolayısıyla ödülün de %25’ini almaları doğrudur" gibi cinsiyetçi yorumlarda bulunan Riggs o kadar pervasızdı kı, müsabaka öncesi, King'e bir lolipop ve domuz yavrusu verdi. İşte bu müsabakanın gerçekleştiği 20 Eylül günü 30.472 seyirci ve dünya çapında 90 milyondan fazla televizyon izleyicisinin karşısında Billie Jean King, üç setin hepsini (6–4, 6–3, 6–3) kazandı.
Ayrıca Amerikalı tenisçinin, Grand Slam teklerde 12, çiftlerde 16, karışık çiftlerde 11 olmak üzere toplam 39 şampiyonluğu vardır.Bundan sonra Lola takma adıyla gazetelerde yazdığı cesur yazılarıyla tanındı. Okullarda Afrika kökenli Amerikalı çocuklara yönelik yapılan ayrımcılık için ciddi eleştirel yazılar yazdı. ABD'de onlarca şehri gezerek konuşmalar yaptı. Kadınları oy hakkı kazanma hareketinde birleştirmek için çabaladı. 1892'de üç arkadaşının bir çete tarafından linç edilmesinin ardından Güney'e seyahat ederek linç olayları hakkında bilgiler topladı, öfke kurbanı olan insanların ailelerini ziyaret etti, bu konuda ayrıntılı makaleler yazdı. Tüm bu mücadele hayatında üniversitedeki kürsüsünü kaybettiği de oldu, çalıştığı gazeteden kovulduğu da. Sadece işinden olma da değil, çeteler ve diğer kadın hakları eylemcilerinin sürekli hedefinde oldu, ölüm tehditleri aldı. Ama Ida B.Wells, Afrika kökenli Amerikalıların sesi olmayı hiçbir zaman bırakmadı.
1933'ten 1945'e kadar ABD Başkanı olan Franklin D. Roosevelt'in karısı olan Eleanor Roosevelt, adeta kendi başına bir liderdi ve yaşamı boyunca birçok insani davaya dahil oldu. Açıkçası Roosevelt, Beyaz Saray'da yalnızca barınmanın ve eğlencenin ötesinde sorumluluk alan ilk First Lady oldu. Kendisi henüz First Lady olmadan önce, Kadın Sendikaları Birliği ve Uluslararası Kadınlar Kongresi ile beraber yaptığı çalışmalarda kadınların sorunlarını dile getiriyordu zaten.
"Lady Lindy" olarak bilinen Amelia Earhart, 1937'de dünyayı dolaşmaya çalışırken gizemli bir şekilde ortadan kaybolan bir Amerikan havacıydı. Earhart, pilot lisansı verilen 16. kadındı. 1928'de aldığı hem Atlantik hem de Pasifik üzerinden uçan ilk kadın unvanı dahil çok sayıda kayda değer uçuş yaptı. Yasal olarak 1939'da ölü ilan edildi.
Başarılı Kâşif

Bir Shoshone kabilesi şefinin kız çocuğu olarak doğan Sacagawea, 12 yaşındayken düşman bir kabile tarafından kaçırıldı ve Fransız-Kanadalı tüccarlara satıldı. Sacagawea bir şekilde Kasım 1804’te, meşhur Lewis ve Clark Keşifleri ile Amerika’nın batısına giden ilk ve tek kadın olmayı başardı. Kızılderilerle yaptığı sözleşmeler ile de tanınır. Yetenekli bir tercüman olan Sacagawega, zekası ve seferlerinin başarısı ile adından söz ettirirdi.
Adalet ve Bağımsızlık Savaşçısı
Boudica'ya bağlı güçlerin 70.000 Romalı ve Roma yanlısı İngilizi yok ettiği söylenir. İsyanı başarısız olsa da ve Romalılar, MS 410'a kadar İngiltere'yi kontrol etmeye devam etse de, Boudica bugün ulusal bir kahraman ve adalet ve bağımsızlık mücadelesinin bir simgesi olarak görülmeye devam ediyor.
Etrafta şıklığın, zerafetin ve zenginliğin göstergesi olarak dar korseli elbiseler, eldiven, çanta ve şapkadan oluşan zorunlu aksesuarlar ve bakımlı saç stilleri ile dolaşan kadınlar, kendi diktiği sade ve erkeksi kıyafetlerle umarsızca ve de büyük bir öz güvenle dolaşan başka bir kadına tuhaf bakışlar fırlatırken , o kadının şıklığın algısını pek yakında değiştireceğini ve ismini tarihe yazdıracağını henüz bilmiyorlardı.
11 yaşında Taliban rejimi hakkında bir yazı yazdı ve kızların eğitimi ile ilgili düşüncelerini paylaştı. Bunun için, Malala başından vuruldu, ama hayatta kaldı ve Orta Doğu çocukları için eğitim hakkı mücadelesini sürdürdü. Lübnan'da Suriye'den gelen mülteci kızlar için bir okul kurdu. 19 yaşında Malala, Nobel Barış Ödülü'ne layık görüldü ve milyonlarca kız için umut simgesi oldu.
Ching Shih, 1775 yılında Qing hanedanlığı döneminde Çin'in Guangdong eyaletinde doğdu. Kocası Zheng Yi'nin evlilik teklifini, kocasının kontrolü altındaki gemilerin yarısına sahip olması ve kocasıyla korsanlık işlerini paylaşması şartıyla kabul etti. Evlendikleri zaman, Zheng Yi'nin yaklaşık iki yüz korsan gemisi vardı ve bölgenin en büyük korsanlarından biriydi. Zheng Yi öldüğünde Ching Shih ince askeri zekası nedeniyle, Guangdong eyaletinin diğer korsanlarıyla kısa zamanda güçlü bir ittifak kurdu. Gerek kocasının güçlü aile bireylerini gerek de hükmettiği 300.000 den fazla gemi mürettebatını da arkasına alarak başarılarına başarı eklemeye devam etti.
Ching Shih, Çin denizlerini terörize eden korsanların lideriydi. Asya dünyasında, kadınlar üzerindeki çeşitli sosyal ve dini kısıtlamalar göz önüne alındığında bir kadının böyle bir zirveye çıkması imkansızdı. Bu yüzden, Ching Shih'nin, hırslarını dile getirme konusunda hiç tereddüt etmeyen acımasız bir korsan kraliçesi olması bir yana, zamanının öncüsü olmayı başardığı da gözden kaçmamalıdır.
13-
New York Balesi'nin ünlü yıldızı ve ilk Kızılderili balerin. Ayrımcılıkla geçen çocukluk yılları onun bir yıldız olarak parlamasına engel olamadı. Başarılı ve çarpıcı bir yaşam sürdü.
Açık sözlü bir politik eylemci, yazar ve sosyal teorisyen olan Beauvoir, 1949'da modern feminizmin önünü açan, 'İkinci Cinsiyet' adlı kitabı yazdı. De Beauvoir, etkili (ve o sıralarda son derece tartışmalı) kitabında, kadınların karşılaştığı ataerkillik ve sosyal yapıları eleştirdi. İkinci Cinsiyet Vatikan tarafından yasaklandı ve hatta bazıları tarafından pornografi olarak kabul edildi. Şüphesiz Simone De Beauvoir, Feminizmin mücadelesinde korkusuz bir figürdür.
Kaynaklar:
https://brightside.me
https://www.history.com
https://www.britannica.com
https://theconversation.com
https://www.biography.com
Yorumlar
Yorum Gönder