Japonya'da Yaşam
Dünyanın en yoğun nüfuslu ülkelerinden biri sayılan Japonya'nın Tokyo, Sapporo ve Nagoya gibi kalabalık nüfuslu şehir merkezleri bir yana aslında %73'ü dağlıktır.
Başlıca ana dinleri Şintoizm ve Budizm olan Japonya'nın başka bir gezegene ait olduğunu düşünüyor olabilirsiniz. Yıllarca Çin'le iç içe yaşadıktan sonra sıkı bir izolasyona çekilmiş olan ülke sonradan kapılarını tüm ülkelere açıp küreselciliğe hızlı bir giriş yapmıştır. Bundan ötürü modern dünyanın içinde yer alan Japon halkının eski geleneklerine de sıkı sıkıya bağlı kalması kaçınılmaz olmuştur.
Japon halkının 15 özelliği:
1- Uzun Yaşam
Japonya'nın ortalama yaşam süresi 84 yıl ve ülkede 100 yaşını geçmiş insan sayısı yaklaşık 30.000. Tabi ki bunun birkaç nedeni olmalı. İlk olarak son 60 yılda sağlık hizmetleri çok daha iyi bir hale geldi. İkinci olarak refah durumu yükselince halkın da yaşam kalitesi yükseldi. Beslenmelerine çok dikkat eden halk aynı zamanda oldukça hareketli. Günlük ritüelleri arasında egzersiz ve yürüyüş gibi aktiviteler muhakkak var. Son olarak Japonya'da yaşlılara çok fazla saygı duyulması var. Ailesinden ve sosyal bağlarından kopmayan yaşlı insanların aitlik ve mutluluk duyguları da oldukça yüksek.
2- Park ve Bahçeler

Japonya, doğanın mükemmel dünyasını simgeleyen küçük bahçeleriyle ünlüdür. Toprağın her parçasını değerlendirerek harikalar yaratırlar. Şehirde yürürken birden bire küçük göletler, kaplumbağalar ve türlü bitkilerle sanatsal bir biçimde donatılmış bahçelerin ortasında kendinizi bulabilirsiniz.
3- Temizlik
Temizlik bu ülkede o kadar sıradan bir ritüel ki, herkes sanki bununla ilgili yasalar varmışcasına ya da ağız birliği etmişcesine hareket eder. Söz gelimi Japonya'nın okullarında temizlik adına herhangi bir hizmetli bulunmuyor. Öğretmenler ve öğrenciler okulun temizliğini beraber yapıyor. Yerleri siliyor, camları parlatıyor, tuvaletleri yıkıyor, tozları alıyor. Dahası dükkan ve ev sahipleri mülkünün önündeki kaldırımları ve caddeleri yıkıyor, festival veya maç sonraları izleyiciler hemen dağılmayıp, ortalığı topluyor.
Japon halkı temizliğe düşkünlüklerinden
olsa gerek, sadece evlerine girerken değil, kutsal alanlara, bazı geleneksel
restoranlara ve okullara girerken de ayakkabılarını çıkarırlar.
4- Disiplin ve Nezaket
Sokaklarda, trenlerde yüksek sesle konuşanı duyamazsınız. Tüm çalışanlar hizmet alanlara karşı son derece nazik ve güler yüzlüdür. Restoranlara girerken ve çıkarken personelin güler yüzü ve ilgisi üzerinizden eksik olmaz. Siz de tüm bu nezaket karşısında aşka gelip bahşiş bırakmaya kalkışmayın sakın. Bahşiş Japonya'da kabul edilir bir kültür değildir.
5- Ömür Boyu İstihdam
Her ne kadar Japonya deyince
aklımıza suşi gelse de, Japonların dünyada balığı en çok tüketen ülke olduğunu
unutmamalıyız. Yemekleri az baharatlı, az yağlı, tatlıları az şekerli olmak
üzere mutfak yelpazesi oldukça sağlıklı ve geniştir. Ülkenin sokak yemekleri de ziyaretçilerin oldukça ilgisini çeker.
7- Merhaba
Erkekler kolları düz halde, yanları veya bacakları boyunca parmakları düz bir şekilde öne doğru uzanırlar. Kadınlar genellikle ellerini önünde tutarak eğilirler. Ve Konnichiwa (telaffuz: “kon-nee-chee-wah”) Japoncada merhaba demenin en temel yoludur.
8- Sosyal
Saygı
Bir Japon için sosyal saygı her
şeyden önemlidir. Yaptığı köprü yıkılınca intihar eden Japon mühendislerini duymuşsunuzdur. Sadece o da değil, iş kaybı, boşanma, borç gibi konular bile
intihar olmasa da, Japonların yaşadıkları bölgeyi terk etmelerine yetecek sebepler
arasındadır. Örneğin onların lügatında yağmacılık diye bir sözcük bile bulunmuyor. Yukarıda, yürürken yanlışlıkla başkasının bisikletine zarar veren birisinin yazdığı özür mektubuyla bıraktığı paranın yer aldığı fotoğrafa bir daha bakabilirsiniz.
9- Uyku
Eğer halka açık alanlarda yürürken
takım elbiseler içerisinde ve sanki evinin yatağındaymışcasına uyuyan
birilerini görürseniz garipsemeyin. Çünkü bu durum orada uzun mesai saatleri
dışında akla bir şey düşürmez. Pek çok şirket uykuyu o kadar önemser ki, gün
içerisinde çalışanlarına uyku molasını zorunlu hale getirmiştir. Hatta bu
uygulama için ödüller bile verilir.
10- Sumo
Sumo, Antik Çağ'da tanrıları
eğlendirmek için ortaya çıktıysa da sonradan ülkenin ulusal sporu haline dönüşmüştür. Sumonun yanı sıra karate ve Judo da geleneksel Japon sporları
arasındadır. Bunların yanında beyzbol, ragbi ve futbolda ülkede rağbet gören
sporlar arasındadır.
11- Kimono
Kimonolar eskiden günlük kıyafetler içerisinde yerini alsa da şimdilerde, festivallerde ve özel günlerde tercih edilmektedir.
Eğer geyşaları para karşılığı
birliktelik yaşayan kadınlar olarak tanıyorsanız 1600'lü yıllarda ortaya çıkan Geyşa figürünün toplumun soylu kesimleri tarafından itibar gören bir meslek olduğunu henüz bilmiyorsunuz demektir. Bu
yanlış bilginin altında özellikle İkinci Dünya Savaşı ile beraber sayısı artan genelevlerinde
bazı kadınların kendilerini geyşa diye tanıtmasının da etkisi var elbet.
Bu kültürde geyşalığı hak edene kadar
çeşitli çıraklık eğitimlerinden geçecek olan kızlara maiko denir. Maikolar
birinci çıraklık evresinde, flüt çalma, şarkı söyleme, dans etme ve çay
servisinin inceliklerini öğrenir. İkinci evrede, kimono giymeyi, makyaj yapmayı
ve müşterileri nasıl eğlendireceklerini ve son evrede de konuşma sanatını
öğrenir. Ayrıca bu süreç de maikolar gündemi yakından takip eder, bolca kitap
okur, siyaset ve sanat gibi alanlarda kendilerini iyiden iyiye yetiştirirler.
Amaçları ise misafirleriyle en iyi şekilde sohbet edebilmektir. Azami 5 yıl sürecek
olan bu çok yoğun eğitimin ardından geyşalığa terfi ederler ve eğer eğitim
aldığı eve borçlandıysalar kazandıklarıyla öncelikli olarak borçlarını öderler.
Geyşa figürü günümüzde neredeyse
yok olduysa da, bugün Gion bölgesinde geyşa geleneği hâlâ devam ediyor.
Geleneksel Japon evlerinde yaşayan geyşalar misafirlerini ağırlamaya
devam ediyor.
13- Otomatlar
Taze yumurtalardan tutun da, iç
çamaşırları, hediyelik eşyalar, ayakkabılar, şemsiyeler.. Teknolojinin bu kadar
ileri safhada olduğu bu ülkede yüzlerce otomat çeşidini görmek mümkün.
Tarihi yüzyıllar öncesinde Budist geleneklerine dayanan çay seremonileri, şimdilerde daha çok turistlere düzenlenen bir aktivite niteliğindedir. Misafirperverliği temsilen düzenlenen çay seremonilerinde geçen tüm süreç, ortam ve kullanılan eşyaların bir anlamı vardır. Tüm hareketler tarihsel ritüellerin bir parçasıdır. Örneğin mevsimine göre değişen çay fincanları, ortamda kullanılan kokular, çay dolu fincanların iki elle tutulup misafire ikram edilmesi, renkler ve sadelik. Çay odalarında birkaç minder haricinde hiçbir eşya bulunmaz. Böylece dünyanın geçici doğası sadelikle anlatılmaya çalışılır.
15- Yeni Yıl ve Bonenkai Partileri
Yeni Yıl ( shogatsu veya oshogatsu ) Japonya'daki en önemli bayramdır. Çoğu işletme 1 Ocak ile 3 Ocak arasında kapanır ve aileler genellikle yıl başı gününü birlikte geçirmek için toplanır. Eski yılın endişe ve sıkıntılarını geride bırakmak amacıyla bonenkai partileri(yıl unutturan partiler) düzenlenir. Oldukça eğlenceli olan bu partilerde içkiler içilir, dilekler tutulur. uzun ömürlülüğü simgeleyen toshikoshi soba (karabuğday eriştesi) servis edilir.
Yılbaşı günlerinde bir tapınağı ziyaret etmek gelenektir. Popüler olanları dahil tüm tapınaklar 3 günde birkaç milyon insanı ağırlar.
Kaynak:
https://brightside.me
https:www.japan-guide.com
https://www.bbc.com
Kaynak:
https://brightside.me
https:www.japan-guide.com
https://www.bbc.com
Yorumlar
Yorum Gönder